Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulunuyor.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
SENDELEDİK AMA EĞİLMEDİK: İftira salgınına inancımız şifasıyla karşılık veriyoruz, Merhameti de biliriz, mertliği de biliriz, hesap sormasını da biliriz. Biz bu vatan uğruna rahmetle andığımız kurt bakışlı 3 bin şehit verdik. Siyasi şeceremiz, Türklüğe duyulan emsalsiz bir sevdanın potasında eriyerek hür oldu. Çelme taktılar, tökezledik ama düşmedik. Arkamızdan ittiler, sendeledik ama eğilmedik. Kuyuya attılar Yusuf olup çıktık. Mahkum ettiler "Vatan sağ olsun" dedik. Bulanık akan suların günü geldiğinde durulacağına inandık.
HEPSİNE MEYDAN OKUYORUM: Hiç kimse boşuna hayal kurmasın, boş yere hesap yapmasın. MHP, içinde milletin olmadığı hiçbir hedefi kabul etmez, etmeyecektir. MHP, aslını inkar etmez, etmeyecektir. Bizi meşgul edip Türkiye üzerinde oyun kuracağını zanneden, davamızın iffetine çamur atmaya çalışan ahmaklara, asalaklara en küçük geri adımımız söz konusu olursa 'Gök girsin, kızıl çıksın'. Hepsine meydan okuyorum. Fitne yayan siyasetçileri, sözde gazetecileri, ülkeden korkakça kaçmış şerefsizleri, FETÖ'cü hainleri, millet hasımlarını rezil rüsva etmek için uygun zamanı bekliyoruz. Bize kan sıçratmak isteyenlerin alayının elinde şehitlerimizin kanı vardır. Şeytanın uşaklarına milletin evlatları yenilmeyecektir.
HESAP 14 MAYIS'TA GÖRÜLECEK: Türkiye'ye kalkan elleri kırmak bizim için şeref bahsidir. Bize FETÖ'cüler saldırıyormuş, saldırsınlar. Bize PKK'lılar saldırıyormuş, saldırsınlar. Zillet İttifakı iftira kusuyormuş, kussunlar. Bizim tarafımız bellidir. Açık hesap 14 Mayıs 2023 tarihinde sandıkta görülecektir. Partimizin zor durumda olduğunu söyleyen çapulcular vardı. Ağızlarından salyalar aka aka istifa edip gidenlerden bahsediyorlardı. Algı operasyonuyla üstümüze geliyorlardı. PKK'ya mütareke çağırısı yapan, Türkiye'yi zalimlere teslim etmek için tertip yapan ne kadar siyasetçi varsa Cumhur İttifakı'nın kan kaybettiğini koro halinde söylüyorlardı. Bu cürüm grubuna gerçekten yuh olsun, yazıklar olsun.
ETNİK VE İDEOLOJİK FARKLILIKLARA KAFA YORMAYACAĞIZ: Her insanımızı kucaklayacağız ve kardeş bileceğiz. Her değerimizi muhafaza edeceğiz. Hiç kimsenin etnik, mezhep, ideolojik ve fikri farklılığına kafa yormayacağız. Öz dururken kabukla ilgilenmeyeceğiz, ağaca bakarken ormanı gözden kaçırmayacağız. Sanal ayrımlarla meşgul olmayacağız. Büyük bir aile olduğumuzu hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Ve diyeceğiz ki, "Aziz milletim, sıra sende". Damarımıza basanlarla, kurumsal kimliğimize organize şekilde saldıranlarla yerin 7 kat dibine inseler de hesaplaşacağız.
DÜNYADA OYNANAN OYUNLARI GÖREBİLİYORUZ: Cumhuriyetimizin yeni yüz yılını gururla karşılayacağız. Cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle de geçmişin muzaffer anılarını, geleceğin müstakbel özlemleriyle eklemleyeceğiz. Biz, mevsimlere göre kuruyarak çekilen ya da yağışa göre sel olup taşan bir nehrin arayışında değil, okyanus gibi haşmetli bir istikbalin peşindeyiz. Bunu da başarmaya yeterliyiz. Dünyanın nereye gittiğini bütün aşamalarıyla yorumluyoruz. Dünyada oynanan büyük oyunların maliyetlerini açıklıkla görebiliyoruz. Türkiye'nin dünyadaki jeopolitik mevkiini detaylarıyla anlamlandırıp siyasetimizin eksek ve koordinatını çiziyoruz. Hedeflerimizi reel politik düzlemde isabetle tayin ediyoruz.
MİLLET, POLİTİK BİR UZLAŞMANIN SONUCUDUR: Bugün hepimizin öncelikli görevi dünyada yaşanan gelişmeleri kavramak, Türkiye'nin içinde bulunduğu açmazları açacak siyaset anlayışını ortaya koymaktan geçmektedir. Partimiz buna hazırdır. Millet sadece sosyo-kültürel uzlaşma alanı değil, aynı zamanda politik bir uzlaşmanın sonucudur. Örneğin demokratik milli devletlerde toplumun ortak taleplerle ortalama politik bir uzlaşının sonuca ulaşabilmesi için, insanlığın nasıl yaşayacağı, nasıl yönetileceği, hangi hakları talep edeceği gibi soruların sorulması haklı ve zaruridir. Bir siyasi parti olarak bizden beklenen görevlerden en önemlisi de belki bu tereddütleri gidermektir.
ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI ANAYASA'YA UYGUNDUR: Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığına itiraz ve tepkilerini yoğunlaştırmaları, milletimizin umutlarını küllemektir. Bu beyhude çabaların sonucu elbette hüsrandır. Sayın Erdoğan'ın adaylığı bal gibi, buz gibi Anayasa'ya uygundur, ahlaken ve hukuken de meşrudur. 16 Nisan 2017 tarihli halk oylamasıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiştir. Bu yeni yönetim modeli nevi şahsına münhasır bir başkanlık sistemidir. Bu sistem içinde 1 dönem yetkilerini kullanan cumhurbaşkanının tekrar aday olamayacağını iddia etmek siyaseten ağır kusurdur. Yeni sistemin doğasına ve işleyiş mantığına aykırıdır.
Ayrıntılar gelecek...
