Demirkaya, "10 Ocak geçmiş tarihlerde gazeteciler için çok önemli bir gün olduğunu söyleyerek, bugün geçerliliğini yitirdiğini belirterek gazetelerin yanına internet gibi çağdaş haberleşme araçlarının eklenmesine rağmen basın özgürlüğünün maalesef aynı paralelde gelişmediğini üzülerek görüyoruz" dedi.
Basına hükmedebilme anlayışının ve isteğinin her geçen gün artarak sürdüğünü" ifade eden Demirkaya "Aynı kalıptan çıkma robot gibi tek tip düşünceye sahip gazeteciler yaratılmaya çalışıyor" dedi.
"Yerel yöneticilerin bir bölümü ise yörelerindeki basın yayın organlarını "bir şekilde" kendilerine bağlayarak güllük gülistanlık ve eleştirisiz bir ortam oluşturmanın peşinde olduğunu ifade eden Dernek Başkanı Oğuz Demirkaya "Anadolu’daki günlük yerel gazetelerin azımsanmayacak bir bölümü zaten resmi ilan yönünden idareye bağlı olduklarından istenilen ve arzu edilen düzeyde olamıyorlar" dedi ve söyle devam etti:
“Ama teknolojinin son harikalarından İnternet Gazeteciler ise gelecek adına insanlara umut veriyor. Her ne kadar eleştirilerin yöneltildiği kurumlar kendi bünyelerinde söz konusu internet gazetelerinin girişi yasaklamaya çalışsalar, mülkü amirlerin ve devlet yetkililerinin basın mensupları arasında ayrım gözetseler de, onları düşman ilan etseler de, kan davası gütseler de, kin ve öfke duysalar da, baskı kurmaya ve yıldırmaya çalışsalar da, onları ekmeğinden etmek istilerse de, gerçek basının önüne set çekemeyeceklerini her nedense unutuyorlar.
Doğruların, haber akışının ve bilginin yayılmasını kimse engelleyemez. İnternetin özellikle de internet medyasının önemi ve değerleri dünya çapında büyük bir hızla artıyor. Bunu gören ve bilen Ak Parti iktidarı da basın kamunun da revizeye gitmiş ve İnternet medyasını resmen tanımış, basın kartı ve ilan hakkı tanımıştır.
Teknolojinin ucuzlayarak evlere ve ofislere bilgisayarların artarak girmesi ve cep telefonu teknolojisinin her gün gelişmesi İnternet Medyasının her geçen gün izlenme ve okuma oranını o paralelde artırdığı bir gerçektir.
Basın emekçilerinin yeni ve güncel haklar elde edebilmek için hakların geliştirilmesi amacıyla elbirliğiyle mücadele edecekleri yerde birbirlerini yedikleri ve kısır çekişme içerisine girdiklerini görüyoruz ve bir mesleki dayanışma içerisinde olmamaları bizleri derinden üzmektedir.
10 Ocak 1961 yılından bugüne kadar Türk basınında çok şey değişti. Köprülerin altından çok sular aktı. Gazeteler de gazete emekçileri de yazarlar da okuyucular da değişti...
Bu günlerde basın emekçilerinin sesi çıkmıyor. Anlaşılan o ki birileri bu durumlarından memnunlar!
Günümüzde baskılara boyun eğmeyen, kalemlerini satmayan, halka doğruları gösteren, özgürce yazı yazan gazetecilerin sayısı o kadar az ki!..
Buna bağlı olarak gazeteler de değişti. Pek çoğu iktidara, güce ait, halka ait değil!
Zaten okuyucu da değişti! Halkın büyük çoğunluğu artık olanı biteni gazeteden değil, daha çok internetten, elindeki cep telefonu, tableti ile takip ederek öğreniyor!
Memleketine Vatanına, topraklarına sahip çıkan, kalemini satmayan, doğruları korkusuzca halka anlatan, iktidarların, gücün, makamın, paraya pula tamah etmeden borazanlığını yapmayan, tarafsız, dürüst basınımızın ve basın emekçilerimizin gününü kutluyorum.
Her şeyin iyi olacağı, her şeyin çok güzel olacağı günlerin yakın olduğunu artık herkesin malumudur.
Türk basınının gerçek anlamda özgür olduğu günlerde buluşmak dileğiyle tüm basın emekçilerin 10 Ocak Basın gününü tekrar kutluyorum" dedi.
